Karaciğer yağlanması yaygın bir problemdir ve sağlığın en mühim sabotajcılarından biridir.
Karaciğer yağlanınca bir değil birçok şey olur.
Her şeyden evvel de “insülin direnci” belası anında devreye girer.
Neticede karaciğerin karbonhidrat/şeker ve insülin dengesi üzerindeki düzenleyici etkisi alt üst olur, metabolik süreçlerde deprem başlar.
Yağlanan karaciğer insülin direncini tetikler.
Tetiklenen insülin direnci ile birlikte de içinde daha fazla yağ biriktirmeye başlar.
Kısacası adeta bir “kartopu” süreci, bir kendi kendine başlayan kirlenme hali devreye girmiş olur. Yağlı bir karaciğerin detoks yapma yeteneklerinin aksayacağı, safra düzenleme kapasitesinin bozulacağı (safra taşı nedenidir) ve siroza kadar gidebileceği, bir dizi soruna yol arkadaşlığı yapacağı da aklınızda olsun.
İnsülin direnci deyince aklınıza öncelikle karaciğer ve kaslardaki insüline duyarsızlık hali gelmeli. Karaciğerdeki insülin duyarsızlığının yağlanmadan, kaslardaki duyarsızlığın ise kortizol artışından kaynaklandığı unutulmamalı.