Abdülhamid Han'ın maddi, manevi, içeriden ve dışarıdan gelen sıkıntılara rağmen devletin bekasını düşündüğünü belirten Eraslan, ''Mandacı aydınlara karşı devletine olan inancı tam, istiklal ve birlik düşüncesinde olan Han, bu zihniyetle devlet idaresini sürdürmüştür. 33 yıl boyunca devletin lideri konumunda birçok badirelere engel olmuştur. 2. Abdülhamid, Osmanlı'nın son döneminin en muktedir ve donanımlı devlet adamıdır.’’ diye konuştu.

Abdülhamid Han'ın modernleşme için adımlar attığını anımsatan Eraslan, bu adımlardan ilkinin 1. Meşrutiyet  diğerinin ise 2. Meşrutiyet’in ilan edilmesi oldugunu ifade etti.

Eraslan, ''Abdülhamid'in dönemine baktığımızda devletin ömrüne ömür kattığını görürüz. Abdülhamid'in herkesi kabiliyeti ölçüsünde, devletin menfaatlerini gerçekleştirmek adına iktidarları kadar kullanabilmeyi hedef olarak alan bir bakış açısı var. Bu manada hakikaten devletin son döneminde çok büyük bir işlev gördüğünü düşünüyorum. Abdülhamid’in en büyük şanssızlığı anlaşılamamış olması ve yalnızlıktır. Devleti ve milleti anlarsak Abdülhamid'i anlarız. Türkiye sevdası olanların devleti de milleti de bütün değerleriyle iyi öğrenmeleri lazım. Abdülhamid, bunun en güzel örneğidir." değerlendirmesinde bulundu.