Ak Parti’nin kurulduğu günden bu yana en düşük oyu aldığı bu yerel seçim hakkında herkesin bir takım eleştirileri mevcut.
Kaybedilen belediyeler, Sandığa gitmeyen seçmen, Yanlış adaylar, Halkta karşılığı olmayan ama dayatılan belediye başkan adayları ve sonuç.
Hatta Milliyetçi Hareket Partisi ve Ak Parti’nin ikili ittifak görüşmelerini sürecini yürüten Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un bu görüşmeler neticesinde neden Ak Parti ve MHP’nin bazı İl ve ilçelerde ayrı ayrı seçime girdiğini ve bu yerlerde seçimi kaybettiği seçmeni ikiye böldüğü gerçeği de ortadayken bir açıklama borçlu olduğunu düşünüyorum.
Geçtiğimiz günlerde Avukat Burak Bekiroğlu’nun X platformunda yaptığı bir paylaşım bir çok siyasetçi ve bürokratın açıktan dile getiremediği ama okurken “Helal Olsun” dediği bir tespit…
Ki bu sadece dağın bir yüzü bende bu yüzü sizinle paylaşmak istiyorum.
“SEÇMENE RAĞMEN CÜNEYT YÜKSEL TEKİRDAĞDAN NASIL ADAY OLMUŞTU.
Kim sorumlu? Sn.Bakan @MahinurOzdemir size soruyorum.
Seçimlerde ki Tekirdağ rezaletini en öncesinden anlatmaya başlayım.
7 yıldır Tekirdağ da olanları yazıyorum.
AK Parti içerisinde Tekirdağ da farklı bir yapılanma vardı. Bu yapılanmanın uzantıları AK Partiyi bitirtecek durdurun diyordum. Ama herkes susuyordu.
Tekirdağ neden önemliydi?
Avrupa’ya geçiş yolu üzerindeydi. Avrupa’da ki firari FETÖ imamlarına finansın çıkış yoluydu. Firari İmam Kasım Özadalı’ya ve diğer örgüt mensuplarına para akışının sağlandığı yerdi. Peki 15 Temmuzdan sonra her 10 Kasım günü kim Selanik’e Atatürk’ün evini ziyarete gidilme bahanesiyle Trakya’da ki teşkilatları Yunanistan’a götürüyordu?Yunanistan’da kim vardı?Amaç?Neyse.
Hep anlattım. Neyse devam ediyorum.
Eski il başkanı Cüneyt Yüksel Süleymanpaşa Belediye başkanı olduktan sonra yerine şu an Milletvekili olan Mestan Özcan il başkanı yapıldı. Fakat Cüneyt Yüksel, Mestan Özcan’a rağmen il’de ki tüm teşkilatları dizayn etmeye çalıştı. Mestan Özcan buna müsade etmeyince onu hedefe koydular. Sonra Mestan Özcan Mv adayı yapılmasın diye Cüneyt’inde içinde olduğu ekip Genel Merkezde bağlı oldukları kişiler vasıtasıyla Mestan Özcan’a iç operasyon çektiler. Hakkında gerçeği yansıtmayan istihbari olduğu iddia edilen rapor masaya koydular.O dönem sıcağı sıcağına bu düzmece rapor ve operasyonu deşifre ettim.
Sonra bu ekibin tüm kara propagandasına rağmen Sn. Genel Başkan, çocukluğunu bildiği Mestan Özcan’ı birinci sıradan Mv adayı yaptı. Sonra Mestan Özcan Milletvekili olmuş olsada Tekirdağda Cüneyt Yükselinde içerisinde olduğu gözü dönmüş o ekip durmadılar. Genel Merkezde de Cüneyt Yükseli destekleyen ekip içten içe Mestan Özcan’a operasyon çekmeye devam etti.
Mestan Özcan’ın adaylık sürecinde boşalan il başkanlık koltuğuna Ali Gümüş oturdu. Ali Gümüş il başkanı olmadan önce herkesi buradan uyardım. Ama yetkililer kulaklarını tıkadılar. Çünkü Cüneyt Yüksel Belediye başkanı olmuş olsa da Tekirdağı yönetebilmesi için il’de ki teşkilatları kendi adamlarıyla şekillendirmesi ve şehri yönetmesi gerekiyordu.Bunun için ise Cüneyt Yüksel’in elinde ipleri olan Ali Gümüş’ün il başkanı olması isteniyordu. Ali Gümüş her ne kadar il başkanı olacaksada görüntüde il başkanı olacaktı. Cüneyt Yüksel ise hem belediyeleri hem teşkilatı yönetecekti.
Siyasi hiyerarşik düzenin bozulduğunu, bölgede AK Partinin sisteminin bu ekip tarafından yıkıldığını anlatmaya çalıştım. Tekirdağ da adeta bir paralel sistem hayata geçiriliyordu.Genel Merkez kulaklarını tıkadı.Uyarılarımı Cumhuriyet Gazetesi haber yaptı.
Ne yaptılar ne ettiler Tekirdağda kendi sistemlerini kurabilmek için Ali Gümüş’ü il başkanı yaptılar.
Peki Ali Gümüş kimdi?
Geçmişte FETÖ’ye bağlı Denge Hukuk Derneğinin yöneticilerindendi. Dengenin amacı zaten Fetulahçıların hukuk işlerini yürütmekti.Dernek devlet tarafından kapatıldı ama Ali Gümüş derneğin amaçlarına devam etti. Ak parti teşkilat mensubu olmasına rağmen FETÖ şüpheli ve sanıklarını, soruşturma ve kovuşturmalarda savundu. 2017-2018 yıllarında ben bu durumları deşifre ettiğim süreçte dosyaları ofis arkadaşına devretti. Ancak bazı davalara girmeye devam etti. Düşünün ki hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs eden örgüte soruşturmalar neticesinde operasyon yapılıyor ve şüpheli/sanıkları AK Parti teşkilat mensubu savunuyor.
Bir teşkilat mensubu nasıl olurda Genel Başkanının mücadele ettiği örgüte yönelik yapılan operasyonda şüpheli ve sanık savunur?
Uyardım Uyardım Uyardım. Buna rağmen kendi çıkarları için AK Partinin çıkarlarını hiçe sayan o ekip durmadı ve Ali Gümüşü il başkanı yaptırdılar. Genel Merkezde abileri vardı.Abilerine dediğini yaptıran da ağa babalarıydı.
İl Başkanı Ali Gümüş, Cüneyt Yüksel, Mv. Çiğdem Koncagül, Mv.Gökhan Diktaş ve beraber oldukları ekip, Mv.Mestan Özcan’dan rahatsız oluyorlardı.
Gelelim Melek Mosso konserine.
Konserin verdirilmesi aslında AK Partiye yönelik bir operasyondu.
Ankaradan Konserin iptal edilmesi istendi. Cüneyt Yüksel konseri iptal ettiğini söyledi. Mestan Özcan o gün bir konuşma yaptı ve konser iptal edilmiş olsada kiraz festivalinin reklamı olduğunu beyan etti. Halbu ki konser iptal edilmemişti. Sonra birden bire konser verdirildi.
Cüneyt Yüksel seçmene kalkan orta parmağı öptü başına koydu. Seçmen Cüneytin görevden alınmasını istedi. Seçmenin tepkilerini durdurmak için Mestan Özcan’ın bir hafta önce konser iptal edildi zannederek yaptığı konuşmanın başını kırparak sanki konserden sonra söylediği sözlermiş gibi servis ettiler. Amaçları Cüneyt Yükselin üzerinde ki tepkileri Mv.Mestan Özcan üzerine yönetmekti. AK Partinin tüm sosyal medya hesapları bu sefer Mv.Mestan Özcan’a saldırdılar.Halbuki bu saldırı haksız bir saldırıydı çünkü Cüneyt Yüksel kırpılmış videoyu yayınlayarak sosyal medyada ki hesapları yanıltmıştı.
O gün ben şans eseri bu kirli operasyonu fark edip olayın gerçeğini X hesabımdan yazıp videonun tam halini yayınlayınca, yanıltıldıklarını anlayan sosyal medya kullanıcıları Cüneyt Yüksele yüklenmeye devam ettiler. Bu arada Sn. Genel Başkanda zaten çok tepkiliydi. İl başkanı Ali Gümüş, Mv.Gökhan Diktaş, Mv.Çiğdem Koncagül ve Mv.Mestan Özcan’a Tekirdağı kaybedecek dahi olsa Cüneyti görmek istemediğini ve görevden aldığını söyledi.
Cüneyt Yükselin içerisinde bulunduğu ekibin kurduğu sistem bir anda çökme noktasına geldi. Tekirdağda , neredeyse Ankaradan bağımsız işleyen sistemin çökmemesi için Cüneyt Yüksel’in Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması gerekiyordu. Bunun için çalışma başlattılar.
Ne yapıp ne edip Cüneyt Yüksel’e iadei itibar yaptırmaları lazımdı. Onlar için önemli olan seçmene kalkan parmağın öpülmüş olması değil, varsa yoksa Cüneyt’e iadei itibar yaptırıp tekrar eski gücünü geri verdirmekti. Cüneyt onların Tekirdağda işleyen sisteminin dümeninin başındaydı. Cüneyte eski gücünü verebilmek için bir şekilde Sn.Genel Başkanın onu aday yapmasını ve elini kaldırmasını sağlamaları gerekiyordu.
Bu doğrultuda il başkanı Ali Gümüş okuldan arkadaşı olan ve okul döneminde aynı evde kaldığı arkadaşı ile görüştü. İşte Ali Gümüşün o arkadaşı Aile Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşiydi.
Bakan hanım 23 Ekim 2023 tarihinde Tekirdağ’a gitti. Sanki ili ziyaret ediyormuş gibi program yapıldı ama asıl amaç Cüneyt Yüksel’in adaylık meselesine dahil olması ile ilgili konulardı. Ve devreye artık @MahinurOzdemir girmişti.
Bakan hanım, Mv.Çiğdem Koncagül ile birlikte hareket ederek ciddi bir çalışma yürüterek Cüneyt Yükselin aday yapılmasına çabaladılar. Bu arada il Başkanı Ali Gümüş Cüneyti aday yapmak için “kellemi ortaya koydum” şeklinde söylemlerde bulundu. Bu doğrultuda il Başkanı Ali Gümüş, Cüneyt Yüksel ve bazende Mv.Gökhan Diktaş Ankara’ya AK Parti Genel Merkezine gittiler. Bu süreçte bu üçlü üç yada dört sefer Ankara’ya gitti. Cüneyt ise onlarca kere.
Bir yandan Tekirdağ Mv. Çiğdem Koncagül, Mv.Gökhan Diktaş, İl Başkanı Ali Gümüş, diğer yandan Genel Merkezde bağlı oldukları ayrılıkçı ekip ve Bakan hanım canhıraş bir şekilde Cüneyt Yükselin adaylığı için çalışıyorlardı.
İl’de gerçeği yansıtmayan anketler yapılmaya başlandı. Bu anketler tamamen algı için “ili Cüneyt’ten başkasıyla alamayız” diyebilmek için yaptırılıyordu. Bu ekibin anket oyunlarını deşifre etmiştim. Öyle bir gözleri dönmüştü ki bu sefer temayül oyunlarına başladılar. İl’de tehlikenin farkında olan Sn. @mahirunal temayül için gitti. Mahir beyin olduğu yerde bile gizlice temayüle müdahale ettiler.Temayül sırasında insanlar Mahir beyin yanına giderek olanları anlattılar şikayetlerini dile getirdikler.Neticeden Mehir bey sağlıklı bir temayül olmadığını gördü ve bu sefer Sn.Genel Başkan bizzat Dolmabahçe’ye Tekirdağ teşkilatını temayül yoklamasına çağırdı.
Ancak zaten temayülden Cüneyt çıkacaktı. Çünkü zaten temayüle katılacak kişiler Cüneytin, İl Başkanı Ali üzerinden teşkilatta görevlendirdiği kişilerdi. Aynı otobüsle Tekirdağ’dan İstanbul’a gidildi. Onlar otobüsteyken ben Cüneyte destek vermemeleri hakkında X atıyordum onlarda otobüste attığım X’leri okuyorlardı. Neticeden Cüneytin göreve getirdikleri ve birlikte hareket ettikleri kişiler tabiki de temayülde Cüneyt’e destek verdiler. Sn.Genel Başkan ise bu kurgulardan haberdar olmadığı için bağımsız temayül yapıldığını düşünüyordu. Ne kadar hileleri engellemeye çalışsamda olmadı.
Başarısızlık adım adım geliyordu.
Aday belirlemelerin son sürecinde il çok konuşulduğu için ve olaylar çok gündemde olduğu için il’e anket için yeni kişiler yolladılar. Ancak onlarada müdahale edildi.
Son güne kadar Cüneytin aday olması için bastırdılar ve nihayetinde Sn.Genel Başkanı Tekirdağı Cüneyt’ten başkasıyla alamayız yalanlarına inandırdılar. @aliihsanyavuz54 bu işte merkez noktada. Cüneyt için elinden geleni yaptı Ali İhsan Yavuz. Duyduğum kadarıyla Cüneytin kefillerinden biriside oymuş.
Anlayacağınız Sn. Genel Başkanı inandırmak için anket hilesi, temayül oyunları ve üst düzey torpiller yapıldı. Son ana kadar Tekirdağ adayı gizlendi. Seçmen tepki verecek korkusuyla Cüneyt Yükselin adının açıklanmaması konusunda Genel Merkezde ki o ekibin uzantıları herkesi tembihliyorlardı. 80 il’in adayı belliydi ama Tekirdağ bir türlü açıklanmadı. Ta ki reis Cüneyt Yüksel’in elini kaldırana kadar. Tabi ben o ana kadar hiç durmadan tüm olacakları sıcağı sıcağına yazdım ancak nafile. Seçilme şansı olmayan Cüneyt Yüksel’in kesin kazanacağı yalanıyla Sn.Genel Başkan inandırılmıştı. En yakınındakiler bunu yapıyorsa o ne yapsın. Siz en yakınızda olanlara inanmaz mısınız?
Sonuç;
31 Mart günü AK Parti tarihi fark yedi ve 35% ile büyük düşüş yaşadı. Cüneyt Yüksel 104 bin oy fark yedi. Elde olan ilçeler kaybedildi. İlçe adayları kendi ilçelerinde Cüneyt’ten fazla oy aldılar. AK Parti içerisinde ki hizipçi ekip Cüneyt için tüm Türkiye’de seçimleri riske atmışlardı. İşte bu yüzden gerek Tekirdağ da gerek Genel Merkezde gerek ise Türkiye genelinde ki bu ayrılıkçı ekip artık kendi rızalarıyla kenara çekilmelidir, çekilmezlerse parti içinden topyekün usulünce temizlenmelidir. Seçmen açıkça Genel Merkezdeki bu ekibi fesih etmiştir.
Bugün seçmenin sesini dinlemeyenler 2028 de aynı seçmen tarafından seçimlerde emekli edilirler bu netleşti artık. Lütfen artık ihtiraslarınızı bir kenara bırakın. Bazı şeyleri kabullenin. Seçmenin sesine sokağın sesine kulak verin.
(Tekirdağ Olayları aslında çok daha uzun. Tüm detayları yazmadım. Bir çok konuya değinmedim. Bu olaya dahil olan tüm isimleri şimdilik tek tek yazmıyorum. Ancak burada ismini yazmadığım Genel Merkezdeki ayrılıkçı o ekip bilsinler ki hepinizin tek tek hangi noktada ne yaptığınızı iyi biliyorum. Çok büyük vebal altındasınız. Bir gün fikrimi değiştirip tek tek isimlerinizi açıklayabilirim oda ayrı bir mesele)
Avukat Burak Bekiroğlu’nun anlattığı tüm gerçekler gözümüzün önünde hatta gözümüzün içine baka baka yaşandı ve yaşatıldı.
Genel merkezde bulunan mevcut pareler ekibin içindeki isimleri tek tek saymamak için kendimi Cumhurbaşkanımız ve Ak Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonrası yaptığı açıklamanın huzuruna bırakıyorum.
“Ya milletimizle olan gönül köprülerimizi yeniden güçlendiririz ya da eleştirdiğimiz partilere benzemekten kendimizi alıkoyamayız. Kim olursa olsun hiç kimsenin 22 yıllık birikimi, 22 senelik zorlu bir mücadeleyi heba ve heder etmesine izin veremeyiz, buna müsaade etmeyeceğiz.”
Recep Tayyip Erdoğan