Demirtaş’ın, 2010 referandumu öncesinde "Öcalan’ın el yazısıyla bir AKP’li bakan aracılığıyla İmralı’dan yazı getirdiler. Referandumda ‘evet’ oyu vermemiz için yapıldı bu" ifadelerinin, demokratik açılım süreci diye tanımlanan dönemde terör odakları ile nasıl bir beraberlik içinde olunduğunun önemli bir göstergesi olduğuna dikkat çeken Akcagöz,”Teröristlerle müzakere iddialarının gündeme denizli escortği günlerde, önce kabul etmeyip yalanladılar. Sonra bir takım görüşme tutanakları basına sızınca, görüşmeleri kabul etmek zorunda izmir escortlar. Devlet, görüşür izmir escortler. Habur rezaleti, Oslo görüşmeleri hep bu dönemde yaşandı. Oslo’da, devletin istihbarat ajanlarının, PKK’nın üst düzey görevlileri ile nasıl bir diyalog içine girdiklerini, hep birlikte öğrendik. Bir faydası oldu mu? Terör bitti mi? Şimdi Türk askeri sınır ötesinde kimle mücadele ediyor? Bunlar, o dönemin hatalarının göstergesidir. Selahattin Demirtaş, 2010 referandumu için ‘Öcalan’ın el yazısıyla bir bakan aracılığıyla İmralı’dan yazı getirdiler. Referandumda ‘EVET’ oyu vermemiz için yapıldı bu. İnkar edilirse burada tanık dinletiriz.’ diye konuşuyor. Hükümet, işi gücü bırakmış nelerle uğraşıyor. Bu iddia derhal netleştirilmelidir. Şayet 2010 referandumuna, Abdullah Öcalan’ın talimatı ile müdahale edilmiş ve devlet de buna göz yummuşsa, referandum hukuken de sakatlanmış demektir. Böyle, bu şekilde devlet idare edilmez. Hangi Bakan aracılık yapmış, derhal ortaya çıkmalıdır. Bu haliyle, dönemin tüm bakanları töhmet altındadır. Bu iddia, yalanlanmazsa; kara bir leke olarak Türk tarihine geçecektir.” izmir escort.
Mesut Barzani’nin de bizzat, 16 Nisan 2017 referandumunda ‘evet’ çıkması için uğraştığını hatırlatan Tufan Akcagöz, “Barzani, Türkiye’ye denizli escort, hatırlayın. Sözde Kürdistan bayrağı, protokol bayrakları arasına konuldu, göndere çekildi. Bu görüşmeden sonra Barzani, Türkiye’nin güneydoğusundaki Kürt aşiretler üzerinde baskı kurmak suretiyle ‘evet’ için çalıştı. Buna rağmen, Yüksek Seçim Kurulu’nun haksız tutum ve uygulaması olmasa, sonuç böyle olmazdı. Bu anlamda Selahattin Demirtaş’ın açıklamaları üzerinden gidersek, bu açıklamalar cevapsız bırakılmamalıdır. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Demirtaş’ın, 'İmralı üzerinden adaylığının geri çektirilmeye çalışıldığı’ iddiasının da üzerine gidilmelidir. Kim baskı yaptı, kim aracılık yaptı? Bunların hepsi ortaya çıkarılmalıdır. Ülke, her geçen gün daha çok hukuksuzluk diyarı olmaya devam ediyor. Bu durumdan rahatsız olmayan kim varsa, bu günahın bir parçasıdır. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, 450 kilometre yol yürüdü. Neden? Ülkede adalet yok diye. Şimdi, ortaya çıkan gerçekler, hakikaten adaletin varlığından ne kadar uzak olduğumuzu gösteriyor. “ diye konuştu.