Bir gazeteci neden hedef alınır? Çünkü gazeteci, savaşın üstünden çıkan kapkara dumanla gizlenmek istenen gerçekleri gün yüzüne çıkarır. Çünkü gazeteci, hakikati duymak istemeyenlerin karanlık planlarını bozar. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında öldürülen gazeteciler, bu karanlığa ışık tutmaya çalışanlardı. Basının üzerine düşen görev, sadece savaşın taraflarını değil, aynı zamanda masum sivillerin yaşadıklarını da dünyaya duyurmaktır.
Ne yazık ki, bu görev bazen canla ödeniyor. Uluslararası gazetecilik örgütlerinin verilerine göre, Gazze’deki son çatışmalarda çok sayıda gazeteci, hedef gözetilerek öldürüldü. Evleri, basın ofisleri bombalanan bu cesur insanlar, yalnızca bir haberin peşinde değil; insanlığın vicdanını uyandırmanın mücadelesindeydi. Bu saldırılar, sadece bireylere değil, gerçeğin kendisine yapılmış birer saldırılar…
İsrail hükümeti, bu olayları “yanlışlık” ya da “tesadüf” olarak açıklamaya çalışsa da, bu iddialar uluslararası bağımsız kuruluşlarca doğrulanamıyor. Gazetecilerin öldürülmesi, bir savaş suçudur ve tüm dünya, bu suçun takipçisi olmalıdır.
Bugün, yalnızca gazetecilerin haklarını ve özgürlüklerini değil, aynı zamanda gerçeğin susturulamaz olduğunu da daha gür sesle haykırmalıyız. Gazetecilik bir suç değildir, ancak gazetecilere yönelik bu saldırılar sessiz kalınırsa, gerçeğin sesi her geçen gün biraz daha kısılabilir.
Bize düşen, öldürülen gazetecilerin hikayelerini anlatmak ve onların uğruna mücadele ettikleri hakikati yaşatmak. Çünkü onların susturulan sesleri, bizim sorumluluğumuzdur veballeri üzerimizdedir.
Gazeteciler ölür, ama gerçekler asla.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü
Zeynep Ceyda Akduman