AYBÜ Mühendislik Fakültesi lisans öğrencilerinden oluşan 18 kişilik 'Hezarfen takımı', TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında 'otonom foromula aracı' üretti. Sürücüsüz hareket eden araç, şerit takibi, nesne tanıma (tabela tanıma) ve trafik ışığı gibi kurallara uyarak güvenli sürüş sağlıyor. Yaklaşık 4 yıl süren çalışmada geliştirilen araç, 90 kilometreye kadar hız yapabiliyor. Araç, TEKNOFEST Akdeniz 2024 kapsamında düzenlenen 'Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışması'nda 4'üncü oldu.
Takım kaptanı Bilgisayar Mühendisliği 3'üncü sınıf öğrencisi Ömer Faruk Özüyağlı, 6 yıldır elektrik araç teknolojileri üzerine çalıştıklarını, bu geliştirdikleri aracın ustalık eserleri olduğunu söyledi. Özüyağlı, "Bizim aracımız formula kurallarına uygun şekilde tasarlandı. Daha sonra 'Bunu bir üst noktaya nasıl taşıyabiliriz' düşüncesiyle araç sürücüsüz hale getirildi. Bu noktada da devreye bilgisayar mühendisleri ve elektrik elektronik mühendisleri olarak arkadaşlarımla ben girmiş olduk. Aracın en önemli özelliği sürücüsüz olması. Tamamen insan müdahalesi olmadan kendi kendine hareket edip belli başlı görevleri yerine getirebiliyor. Projenin en önemli kısmı yazılım süreci. Bu bir sürücüsüz araç olduğu için aracın çevresini algılayıp sensörler vasıtasıyla, yolun önünde bir yaya var mı, yayanın güvenliğini riske atacak bir unsur var mı, araç içinde bulunan insanları riske atacak bir unsur var mı ya da çevredeki trafik tabelaları, farklı araçlar var mı gibi aracın çevresini algılaması gereken yapay zeka yazılımları kullanıyoruz. Aracın üretim aşamasında simülasyon yazılımlarından faydalanıyoruz. Aracın bire bir gerçekçi bir versiyonunu biz bilgisayar ortamına aktardık ve yazılım testini aslında o ortamda yapıyoruz" dedi.
'ASIL GÖREVİ ROBOT TAKSİ'
Özüyağlı, aracın asıl görevinin robot taksi görevini gerçekleştirmek olduğunu söyleyerek, "Bu araç, insanın bir taksi sürmesi gibi bir noktadan bir yolcuyu alıp istenilen başka bir noktaya bırakıyor. Aracın asıl görevi bu. Ama bunu sürücüsüz bir şekilde yapıyor sadece. Bu noktada da aracın çevresini algılaması gerekiyor. Yolcuyu nereden alıp nereye götüreceğini, o aradaki rotayı kendi kendine planlaması gerekiyor. Aracın aslında en önemli yazılımlarından biri trafik kurallarına riayet edebilmesi. Otonom araçların çıkış noktası da bu. Çünkü insanlar hata yapabiliyorlar. Trafik kurallarına insanlar her zaman riayet edemiyorlar. Ya da insan hataları aslında çok ciddi sonuçlara, belki ölüme ve yaralanmaya neden olabilecek sonuçlara yol açıyor. Bu noktada aslında sürücüsüz araçların getirdiği avantaj bir bilgisayarın devamlı olarak çevresini algılayıp belki insandan 100 kat 200 kat daha hızlı bir şekilde çevrede aniden gelişen olaylara tepki verebilmesi. Bu noktada biz de aracın yazılımını trafik kurallarına büyük oranda riayet edecek şekilde gerçekleştirmeye çalıştık. Araç çevresinde gördüğü tüm trafik tabelalarını algılayıp, onlara göre hareket ediyor. Sistemi yaklaşık 4 yıldır deniyoruz. Hala denemelerimiz devam ediyor geliştirmeye yönelik" diye konuştu.
Makine mühendisliği 3'üncü sınıf öğrencilerinden Sude Aleyna Kuş da projede yer aldığı için çok gururlu olduğunu söyleyerek, "Artık okullarımızı bitirmek üzereyiz. Bu süreçten sonra hepimiz belirli şirketlerde görev alacağız, bazılarımız savunma sanayii ya da otomotiv sanayisinde. Bu projemizi direkt ülkemizin milli teknoloji hamlesi amacına destek olmak üzerine devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı.
