Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, TBMM'de Saadet-Gelecek partileri ortak grup toplantısında konuştu. Davutoğlu, çok kapsamlı bir temiz siyaset reformuna ihtiyaç duyulduğunu belirterek, "Devletimize musallat olmuş, son 50 yıl içinde bütün gündemimizi meşgul etmiş 2 terör örgütünden hep bahsedildi. Birisi FETÖ, biri PKK. FETÖ'nün başı vatansız, zelil bir şekilde son nefesini verdi. Devletin içine ister seküler, yani 28 Şubat'ta, 27 Mayıs'ta gördüğümüz cuntalar şeklinde, isterse bu FETÖ örneğinde gördüğümüz gibi dini bir yapılanma şeklinde olursa olsun çeteleşen her türlü faaliyet, devleti için için yok eder. Bütün bu tecrübeden hareketle devletimizde kapsamlı bir reform hareketi olması gerektiğini hepimiz biliyoruz" ifadelerini kullandı.
'RAPORU GENEL KURUL'A İNDİRİN'
2016 yılında bu yana devlet reformu, dini hayatta yeniden ihya hareketi, gençleri robotik faaliyetlerden koruma adına yapılacak bir ıslah hareketi yerine, olağanüstü hal uygulamalarıyla ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile devletin daha büyük bir buhranın içine çekildiğini aktaran Davutoğlu, "Şimdi, TBMM Başkanına çağrıda bulunuyorum, 15 Temmuz ile ilgili Meclis'te oluşturulan araştırma raporu Genel Kurul'a indirilsin ve bu hain elebaşının, yurtsuz ve vatansız bir şekilde ölmesinden sonra bir daha kimsenin benzer şeylere tevessül etmemesi için gereken tedbirler alınsın. Ve yine ibadet saiki ile nafaka, sadaka, zekat ve iyi niyet saiki ile hareket eden örgüt içerisine kurulmuş, ibadet, ticaret, ihanet dedikleri şebekede ibadet halkasında olan bütün vatandaşlarımıza da sesleniyorum, siz de bir muhasebe yapın ve böylesi örgüt yapılanmalarından uzak durun, yeni bir muhasebe ile İslam'a uygun ve devletin geleceği konusunda bir muhasebe gerçekleştirin" dedi.
'GEÇMİŞ TECRÜBELERDEN DERS ALMAK ZORUNDAYIZ'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın Meclis'ten PKK'ya silah bırakma çağrısı yapması yönündeki açıklamasını değerlendiren Davutoğlu, "Bir rehabilitasyon süreci söz konusu olacaksa ilkesel olarak muhatap, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen ve bu mahkumiyeti dolayısıyla da tecrit ile karşı karşıya kalan, tecride karşıyız, bununla ilgili bir şey söylemiyorum. Onun TBMM'de konuşmasını savunurken cumhurbaşkanlığına aday olmuş, bir partinin genel başkanlığını yapmış, milletvekili olarak Meclis'te bulunmuş, hakkında AİHM kararı olan Selahattin Demirtaş'ı bir muhatap olmaktan çıkarmanın ne tutarlılığı var? Hangi ilkeye dayalı olarak denklemi, İmralı-DEM-Kandil-Edirne olarak kuruyorsunuz? Kafanız karışık mı, yoksa bir plan mı var kafanızda? En önemlisi, toplumsal psikolojimizi tahrip edecek bir sürece asla izin vermemektir. Kürt sorununun, Alevi sorununun, Türkiye'deki muhafazakar-laik geriliminin azaltılması için her türlü tedbiri almak ve her politikayı desteklemek üzerimize borçtur. Ama bir çağrı ile bir anda en zıt kutuptaki kitleleri bile karşı karşıya getirecek şekilde risk üstlenmek doğru değil. Sayın Bahçeli, Sayın Erdoğan, gerçekten bir rehabilitasyon süreci, ihtiyacımız olan bir milli birliğimizi tahkim etme sürecine öncülük edeceklerse son derece şeffaf bir şekilde kamuoyuna bunu açıklamalılar. Stratejik olarak böyle bir hamleyi gördüğümüzde buna destek vereceğimizden şüphe olmasın; ama önceden nereye ulaşacağı belli olmaksızın, fevri açıklamalarla toplumun sinir uçları tahrik edilmeye başlarsa, orada herhangi bir rehabilitasyon süreci çıkmaz. Geçmiş tecrübelerden ders almak zorundayız. Akil İnsanlar Heyeti oluşturulmuştu. Akil İnsanlar Heyeti, Anadolu'yu gezerek, toplumsal psikolojik hazırlık yaparken Sayın Bahçeli, buna karşı sert tavır almıştı. Şimdi Sayın Bahçeli'ye çağrımız, şehit analarımızın da yitirdiğimiz bütün şehitlerimizin de hukukunu koruyacak şekilde ama aynı zamanda bir nesli dağlarda tüketen terör örgütünün silahsızlandırılması dahil, bir daha Türk gençlerin, Kürt gençlerin, hiçbir gencimizin kaybolmasına yol açmayacak bir eylem planını açık bir şekilde ortaya koyun ve biz bunu görelim. Yoksa bir kişinin Meclis'te konuşmasına dayalı bir yolla bu meselenin çözüleceğini iddia etmek mümkün değildir" diye konuştu.
'YENİ MUHATAP ARAMAK DOĞRU BİR ÇABA DEĞİL'
Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Mahmut Arıkan da Türkiye'nin kadim sorunlarının günlük hesaplara kurban edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, "Biz, her problemi muhatabıyla meşru ve hukuki bir çerçevede müzakere ederiz. Dolayısıyla, halihazırda toplumsal, siyasal ve hukuki karşılığı bulunan aktörler varken yeni muhataplar aramak iyi niyetli bir çaba değildir. Küçük hesapların bir yansımasıdır. Bu arayış, yeni cepheler açma arayışı, yeni kutuplaşma ve gerilimlerin temelini atmaktır. Öncelikle bu kimin planı? Cumhur İttifakı'nın mı? ABD-İsrail ikilisinin mi planı? 2'ncisi dünkü davet Irak, Suriye, İran ve Türkiye'nin yaşayacağı yeni sıkıntıların bir fragmanı mı? Çok açık ifade edeceğim, biz ülkeyi değil kendi çıkarlarını merkeze alan her türlü hamlenin karşısında, milletimizin menfaatine olan her türlü çabanın yanında olacağız" ifadelerini kullandı. (DHA)