Atakum Belediyesi tarafından ‘Dünya Çevre Haftası’ etkinlikleri kapsamında Hasan Ali Yücel Gençlik, Bilim ve Sanat Merkezi’nde “Yerel Yönetimlerde Sürdürülebilirlik” başlıklı konferans gerçekleştirildi. CHP Meclis Üyesi ve eski TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Baran Bozoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı konferansa, CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, Atakum Belediye Başkan Yardımcısı Nurşen Dikmen, CHP Atakum İlçe Başkanı Adem Kürek, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Dr. Bozoğlu konferansta iklim değişikliği, uygulanan su politikaları ve doğru su yönetimi konularında katılımcılara önemli bilgiler verdi.
“TARIM ALANLARI BETONLAŞTIRILDI”
Programın açılış konuşmasını yapan CHP Samsun Milletvekili Murat Çan “Samsun doğusuyla, batısıyla, güneyiyle gerçekten çevre duyarlılığını en çok hak eden şehir. Son 25-30 yılda tarım alanları betonlaştırıldı. Ayrıca kolay ulaşılabilir sanayi ve endüstri kentleşmelerinin yaygınlaşması, ucuz maliyete dönük sahil şeridinin ciddi anlamda betonlaştırılması, en sonunda da Kurupelit Marina’da kendi döktükleri beton ve oluşturdukları sahili tekrardan betonlaştırılarak yeni bir çevre katliamına yol açma riskiyle karşı karşıya. Tam zamanında geldiniz. Onun için size bir kez daha teşekkür ediyorum.” dedi.
“SAMSUN ÇEVRE MÜCADELESİ İLE GÜNDEMDE”
CHP Meclis Üyesi Nazan Güneysu kentin artan çevre sorunlarıyla gündemde olduğunu belirterek “Samsun gerçekten son zamanlarda çevre mücadelesi ile gündeme gelen bir şehir. Özellikle Kurupelit Yat Limanı, sürekli gündemde. Çarpık şehirleşme, yol ve trafik sorunlarımız, yeşil alanların her geçen gün yok edilmesi ve betonlaştırılması gibi birçok sorun bulunuyor. Belediyemizin de bu konuda hassasiyet gösterdiği dönemde böyle bir etkinlik, bizi gerçekten çok onurlandırdı.” diye konuştu.
“SU YÖNETİMİNDE ÇOK BAŞLI YAPI VAR”
Dr. Baran Bozoğlu programda dünyada ve Türkiye’de yaşanan su sorununun gittikçe büyüdüğünü belirterek “Dünya nüfusunun yüzde 29’u güvenli suya ulaşamıyor. 4.2 milyar insanın, sağlıklı suya erişimi yok. Yaklaşık 3 milyar insan, evde su ve sabunla elini yıkama imkanı bulamıyor. Bugün 8 milyar insan suya, doğal yaşama erişim konusunda büyük bir sıkıntı yaşıyor. 21. yüzyılın ilk çeyreğinde, kentlerimizde musluktan temiz su içemeyecek hale geldik. Büyük şehirlerimizde hala atık su arıtma tesisimiz yok. Şu anda ciddi bir iklim krizi yaşıyoruz. Büyük bir kuraklık problemimiz var. Muğla’ya, Bodrum’a gittiğiniz zaman, burada ciddi bir su problemi var. Ankara’da ciddi bir problem yaşıyoruz. Özellikle Eylül aylarında televizyon kameraları, kurumuş barajları gösterir. Ürettiğimiz suyun yaklaşık yüzde 50’sini fiziki olarak borularda kaybediyoruz. Örneğin Samsun’da su arıtma tesisinde su çıkıyor. Borularla, pompalarla ve büyük enerji faaliyetleriyle kimyasal maddelerle temizlenerek evlerimizden musluklara akarken, doğru bir şekilde akımlandırılamadığı ve şebeke yönetilemediği için o suyun yüzde 40-50’si yerin altına gidiyor. Yani suyumuz var ama suyumuzu doğru yönetemiyoruz. Ülkemizde su yönetimiyle ilgili çok fazla kurumumuz bulunuyor. Çok başlı bir yapı var. Bütün çevre felaketlerinin oluşmasını engelleyecek yapı, Çevre Bakanlığı. Burada ciddi bir sıkıntı olduğunu görüyoruz.” cümlelerini kaydetti.
“4 MİLYAR İNSAN ETKİLENİYOR”
Küresel iklim değişikliğinin etkilerinin günümüzde ciddi bir şekilde hissedildiğine dikkat çeken Dr. Bozoğlu, “Dünyanın ortalama sıcaklığı 1.1-1.2 derece arttı. Belirli bölgelerde 5 derece artıyor. Adana gibi iller 50 dereceyi görüyor. Sera gazı emisyonları Türkiye’de ve dünyada hızla artıyor. İklim kriziyle 1980-1999 arasındaki afet sayılarının neredeyse iki katı, sonraki yıllarda oluşmuş. Çok hızlı bir şekilde, domino taşı gibi yıkılma süreci yaşanıyor. Can kayıpları artıyor. Etkilenen insan sayısı 4 milyarı buldu ve 2.97 trilyon lira maliyet oluşmuş durumda. Bunları, bizim gibi emekçilerin vergilerinin aktarıldığı alanlar, olarak ifade edebiliriz. Eğitime, sağlığa ayrılması gereken bütçeleri, doğru bir yönetim olmadığı ve iklim krizi hızla arttığı için bu afetlerin yönetimine harcamak zorunda kalıyoruz.” ifadelerini kullandı.